Benim son dönemim iki ay önceydi.
- My last period was two months ago.
İngilizce üçüncü dönem.
- English is third period.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
- The union went out on a strike for an indefinite period.
Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir.
- Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism.
Benim dilimde , virgül, ; noktalı virgül, : iki nokta üstüste, ... üç nokta şeklinde adlandırılır ve bu cümle bir noktayla biter.
- In my language, the , is called comma, the ; is called semicolon, : is called colon, ... are called ellipsis, and this sentence ends with a period.
Bir cümlenin sonunda bir nokta olmalı.
- There needs to be a period at the end of a sentence.
Adet sırasında kendini nasıl hissediyorsun?
- How do you feel during the period?
Adetim beş hafta gecikti.
- My period is five weeks late.
Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
- In this school, a period is fifty minutes long.
Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.
- Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.